Teknoloji bağımlılığı karşısında ne yapılması gerekiyor. Samsun Ruh Sağlığı ve Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Demet Ünsal Çelebi, Samsun E-Dergi’ye konuştu.
Samsun Ruh Sağlığı ve Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Demet Ünsal Çelebi, Büyükşehir Belediyesi’nin yayın organı Samsun E-Dergi’ye özel röportaj verdi. Teknoloji bağımlılığı konusunda uyarılarda bulundu.
“Bağımlılıkta en iyi desteğimiz ailemizdir”
Uzman Dr. Demet Ünsal Çelebi şu ifadeleri kullandı:
Biz bağımlılığı bir şeyi kullanmaya başladıktan sonra kişinin bundan vazgeçmeye çalışmasına rağmen vazgeçememesi veya adli, yasal, ailevi, ruhsal ve psikolojik bir takım sorunların başlamasına rağmen kişinin bu davranışı ve eylemi devam ettirmesi olarak tarif ediyoruz.
Bağımlılıkta kişi vazgeçmeye çalıştıkça kısır bir döngüye giriyor. Vazgeçmeye çalıştıkça sıkıntılar artıyor ve tekrar kullanmaya başlıyor. Kişi bağımlılığını fark ettiğinde epey bir zaman geçmiş oluyor.
Davranışsal bağımlılıklarda daha çok kişilerin teknoloji bağımlılığı ön plana çıkıyor. Kişilerin internet üzerinden yaptıkları alışverişler, çocukların oyunları vb. durumlar.
Zamanın büyük bir çoğunluğunu bunlarla geçirmeye başlıyorlar. Bunun sonucunda kendi hayatlarından kopuyorlar.
Okul hayatları, aile hayatları, iş hayatları bir şekilde bozulmaya başlıyor. Aslında bağımlılığın temel tarifinde bu durumlar kişinin sosyal hayatını, ekonomik hayatını, aile hayatını etkilemeye başladığı noktadan itibaren biz ona bağımlı diyoruz.
Birçok bağımlı kendisinin bağımlı olduğunu kabul etmez.

Teknoloji bağımlılığı toplumda görülme sıklığı nedir?
Teknoloji bağımlılıkları, oyun bağımlılıkları, alışveriş bağımlılıkları gibi bağımlılıkların oranları genellikle yüzde 8 -yüzde 10 gibi görünüyor.
Klinik anlamda başvurularla bakabildiğimiz sonuçlar bunlar. Kliniklere başvurmayan birçok bağımlı hasta var. Birçok bağımlı kendisinin bağımlı olduğunu kabul etmez.
Daha çok sosyal sorunlar yaşamaya başladığında ya da adli süreçler devreye girdiğinde bir şekilde yardım arayışında bulunurlar. O yüzden klinik ve poliklinikteki veriler sadece başvurulardan ibaret. Belki de bu oran daha da yüksek.
Davranışsal bağımlılıklarında oyun bağımlılıkları daha çok çocuk gruplarında fazla. Bir de davranışsal bağımlılıklar içerisinde kumar var. Özellikle son dönemlerde yetişkinlerde daha çok görmeye başlıyoruz.
Verimliliğiniz azalıyorsa, üretkenliğiniz ve sosyal ilişkileriniz etkileniyorsa artık o alana bağımlısınız demektir.
İnsanlar günlük hayatında hangi noktaya geldiklerinde bağımlı olduklarını anlarlar?
Kişi işine gidemiyorsa, sorunlar yaşıyorsa, evinde ailevi sorunlar başlıyorsa, kendi çevresinden uzaklaşıyorsa, ekonomik sorunlar devreye giriyorsa ve adli sorunlar başlıyorsa artık biz buna bağımlı diyoruz. Kişinin en belirgin özelliği işlevselliğinin bozulması. Bunda da en temel olan aile ve iş hayatı.
Günde bir iki saat telefon oyununun sizin hayatınızda çok bir etkisi yok. Ama bu telefon oyunuyla ilgilenme süresini eğer günde 5-6 saate çıkarırsanız sizi etkiler.
Mesela çocuklar ders çalışmayı unutursa; siz yemek yemeyi, dışarı çıkmayı, ailenizle vakit geçirmeyi unutursanız etkilenirsiniz.
Bu durum işinize gitmeyi engelliyorsa veya işinizde sürekli telefon başında oyunlar oynuyorsanız ve hatalar yapmaya başlıyorsanız artık siz teknolojik açıdan bağımlı hale gelmişsiniz demektir. Yani verimliliğiniz azalıyorsa, üretkenliğiniz ve sosyal ilişkileriniz etkileniyorsa artık o alana bağımlısınız demektir.
Teknoloji bağımlılıkları daha çok yetişkinlerde, eğitim seviyesi yüksek gruplarda daha fazla.
Pandemi nedeniyle insanların evlerde geçirdiği süre teknoloji bağımlılığını artırdı
Teknoloji bağımlılıkları daha çok yetişkinlerde, eğitim seviyesi yüksek gruplarda daha fazla. Çalışma hayatları olduğu sürece azalıyor ancak dediğiniz gibi pandemi ile evde kalmalar arttıkça, kişiler iş hayatından uzaklaşmaya başladıkça boşluktan ve yalnızlıktan vakit geçirecek bir şeyler aramaya başladılar.
Bu süreçlerde en kolay şey elimizin altındaki telefonlarımız, bilgisayarlarımız. Biliyorsunuz telefonlarımızın içerisinde oyunlardan tutun da kumara kadar birçok şey var.
Yetişkin gruplarda kumarı daha çok görüyoruz. Daha çok keyif aracı olarak zaman geçirmek için başlayan bu süreç bir süre sonra ne yazık ki ciddi maddi kayıplara kadar gitmeye başlıyor. Artık kişi bir kumar bağımlısı haline geliyor.
Çocuklarda oyun bağımlılığı daha fazla. Bir kısmı bunu tabii farklı alanda kullanıp bilgisayarda eğitimlerini artırmaya çalışıyorlar.
Pandemi nedeniyle tabii okula gitmemeleriyle birlikte daha çok oyun alanında uğraşmaları arttı ve ders çalışma vakitleri azaldı. Boş vakitler artınca, yapacakları sosyal aktiviteler olmayınca doğal olarak internet bağımlılığı da artmış durumda. Bunlar sadece klinik anlamda gördüklerimiz.
Ekran karşısında geçirilen 2 saat çocukların hem öğrenmesini yavaşlatıyor hem de belleğini zayıflatıyor.
Aileler nelere dikkat etmeliler?
Günlük 6-8 saatlik bir zaman dilimi gibi bir sürenin bağımlılık olduğunu kabul ediyoruz. Çocuklarda biz genellikle 2 saati geçmemesini tavsiye ediyoruz. Çünkü ekran karşısında geçirilen 2 saat çocukların hem öğrenmesini yavaşlatıyor hem de belleğini zayıflatıyor.
Genellikle 2 saatlik süreçler yeterli. Tabii aileler çocuklarının ders çalışmasında bir aksama olduğunda, arkadaş çevrelerinde bir bozulma olduğunda ya da spor yapmadıklarında, dışarı çıkmadıklarında dikkat etmeliler.
Siz bilgisayardan uzaklaştırmaya çalıştığınızda çok fazla öfkelenirler, tepki verirler.
Yemek yemek istemezler, hırçınlaşmaya başlarlar bu belirtilerin başlaması artık çocuğun bir bağımlılığa doğru gittiğinin göstergesi. Tabii kuralları en baştan koymak lazım. 10-12 yaşına gelmiş bir çocuğa kural koymaya kalktığınızda zorlanmaya başlıyorsunuz.
En temel kuralların çocukluktan başlaması gerekiyor. Küçük yaşlarda tabletleri, telefonları ellerine vermemek gerekiyor.
3 -5 yaşlarında çocuğumuza telefonlarımızı veriyoruz onlarla oynamasını istiyoruz. Onlarda saatlerce televizyonun karşısında vakit geçirmeye başlıyorlar.
Onlarla ebeveynler olarak oyunlar oynamıyoruz ya da vakti geliyor kreşe göndermiyoruz, sosyal bir çevre oluşturmuyoruz. Sonuçta çocuklar küçüklükten itibaren televizyon ekranına bağımlı hale geliyorlar.
Büyümeye başladıkça bu durum bilgisayar ekranlarına kaymaya başlıyor. Okul döneminde bilgisayar başındaki internet bağımlıklarını daha sık görüyoruz.
Teknoloji bağımlılığında çocukların hobilerinin olması çok koruyucudur.
Peki bu dönemde hobilerin olması onları nasıl etkiliyor?
Bu dönemde hobilerin olması çok koruyucudur. Çocukları küçüklükten itibaren bir sanat alanına ya da bir spor alanına, bir hobi edinmeye yönlendirmek gerekiyor. Biliyorsunuz merak çocuklarda çok fazla. Özellikle 3 yaş itibariyle artıyor.
Meraklı oldukça tehlikeler de artıyor, risklerde. O merakları doğru yere kaydırmak daha önemli. Bir sporda, resimde, müzikte onu değerlendirdiğiniz ve vaktini oraya ayırmasını sağladığınız sürece çocuğun aslında bağımlılığını azaltmış oluyorsunuz.
Ailelerin bu konuda bilinçli olması gerekiyor. Okullar zaten bu yüzden daha kontrollü alanlar. Çocukların okula başlamasıyla birlikte eğitimleri ve öğretimleri arttıkça doğal olarak da ekranlardan ve bağımlılıklardan uzaklaşıyorlar. Bunlar koruyucu şeyler.
Hepimizin baş etme mekanizmaları farklıdır. Çocukluktan öğrendiğimiz davranış modellerimiz ile ilgili. Bir sorunla karşı karşıya kaldığımızda ne yaptığımız aslında çocukluktan itibaren belli oluyor.
Eğer sorun çözebilmeyi öğreniyorsanız ilerleyen süreçlerde bütün sorunlarınızı çözmek için gidip bir alkol, sigara veya madde içmek durumunda kalmıyorsunuz. O durumlar tamamen sorun çözme yetersizliğimizden kaynaklı. İşin en kolayına kaçıyoruz.
Bir şeyin ulaşılabilir olmasından kaynaklı o anlık rahatlamayla ona dönüyoruz ve hemen onu elde ediyoruz. Aslında diyoruz ki bu işi çözmüyor. Bu noktada eğer yoğun bir stres altındaysak bir yardım arayalım. Bu bir psikolog veya psikiyatrist olabilir.
Sonuçta bizim baş edemediğimiz noktalarda bize bir yol gösterecek bir şeyler lazım. Ya da çevremizden bir destek almamız lazım. Sonuçta aldığınız alkolün ya da sigaranın sizin sorununuzu çözmeye bir katkısı yok, tamamen o anlık bir rahatlama duygusundan öteye geçmiyor.
Kişi mesela işten çıkmış iş aramak yerine eve gidip alkol içiyor. Ama zaten işin yok, paran yok. Alkol içip tekrar bir ekonomik kriz yaratıyorsun. Sonuçta alkole de bir para veriyorsun. Kısır döngüye tekrar giriyorsun. O çarkı kırmak gerekiyor.
Orada yapabileceğiniz en iyi şey alkolden uzak durmak için yol aramak. Bunun en temel şeyi psikologlar, psikiyatristler ya da çevreden destek almak. En iyi desteğimiz ailemizdir, onları bir şekilde işin içine katabilirler.”