Saint-Rémy-de-Provence’ı akıl hastahanesinin odasından bu özlemle resmediyor. Semada dans eden yıldızlar, öyle salınan selvi, arkasında hemen arkasında onlarca hayat…
Saint-Rémy-de-Provence Fransa’nın güneyinde Bouches-du-Rhône ilinde yer alan bir belediye…
Van Gogh’un tuvale aktardığı manzaranın aslında görünen hali.Saint-Rémy-de-Provence’tan Semaya !
İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım…
Turgut Uyar
Saygıyla..

Belki de böyle bakmalı insan göğe…
Cennetten kovulan Adem yıllarca göklere çeviremedi kafasını. Yıllarca içinde kalan o tarifsiz acılarla gezdi durdu belki ama gözleri bir kere bile gidemedi o maviliklere.
Van Gogh da Saint-Rémy-de-Provence’ı akıl hastahanesinin odasından bu özlemle resmediyor. Semada dans eden yıldızlar , öyle salınan selvi, arkasında hemen arkasında onlarca hayat..
Van Gogh hastanesi penceresinden bakarken gördüğü tek bir şey o resime sirayet etmez. Odanın parmaklıkları. Onları o manzaraya dahil etmez. Etmemesini de anlarız. İçine sığdıramaz o hapsolmayı.
Gördüğümüz manzara da aslında tam olarak geçmez tuvale. Köy gördüğümüz asıl mimarisinden uzak biçimde tasvir edilir. Daha çok özlemini duyduğu bir köy olarak karşımızda durur yıllarca. En önemlisi Hollanda mimarisi ile bezenmiştir. Yürümek istediği belki de biraz koşmak biraz soluklanmak biraz da o selvinin altında oturmak için resmetmiştir belki de. Bir hasretin resmidir. Hollanda’ya, evine, mahallesine çehresine duyduğu özlemin aynı zamanda.
Van Gogh’un yapılan araştırmalar sonucunda bu resmi Güneş’in ilk kırıntıları dünyaya ulaşmaya başladığı sıralarda yapmaya başladığı söylenir. Aynı zamanda Ay’ın ilk hilal olarak resmedilmesi bizleri bu sonuca daha net bir biçimde götürür. Kardeşi Theo’ya mektuplarından bu ihtişamlı doğuştan birçok kere bahseder. Bunun onda yarattığı hazzı bir çok kere satırlarına iliştirir.
İşin en ilginç taraflarından bir tanesi ise Van Gogh’un havada olan akımları resmetmiş olmasıdır. Bunlar bir insan gözüyle görülebilmesi imkansız olan olaylardır. Bu noktada bunlar bir hayal ürünü olarak mı yoksa gerçekten uzun gözlemler sonucunda mı tuvale aktarıldı bir muamma.

Diyorum hepimizin bir gizli adı olsa gerek
belki çocuk ve ihtiyar, belki kadın ve erkek
hepimiz, her birimiz gizli bir isimle adaşız
yoksa şimdiye kadar hesapların tutması lâzımdı
hayatımıza kendi adımızla başlardık
bilmediğimiz bu isim, hesaptaki bu açık
belki dilimi çözer, aşkımı başlatırım
aşk yazılmamış olsa bile adımın üzerine
adımı aşkın üstüne kendim yazarım.
İsmet Özel
Adını aşkın üzerine yazanlara..
