Korkunç Ivan ve oğlu Ivan, İlya Repin’in en meşhur tablolarından biridir. Resim, ilk Rus Çarı IV. Ivan’ın, bir öfke krizi sonucu oğlu Ivan Ivanoviç’in şakağına asasıyla vurmasından sonra oğlunun babasının kucağında ölüşünü göstermektedir.
Faniyatımızın sona ereceği aşikardır. İnsanın bu gerçekle yüzleşmesi ve onu kabul edişi, etmeyişi, onunla karşılaşma dehşeti veya hiç bu dehşete düşmeyişi. Bütün bu süreç içerisinde birçok faninin karşılaştığı tecrübe ettiği hatta bazen öznenin kendisi olduğu durum.
Üzerinde uzun uzun düşünüldüğünde insanı fazlasıyla korkutan bazen başka bir şey düşünemeyecek duruma getiren şey: Ölüm.
Dünya yaratılışından bu yana milyarlarca faniye ev sahipliği yaptı. Milyarlarca hayvan, insan ve çeşitli canlı burada doğdular, büyüdüler ve öldüler. Bu noktada; bu durumdan kaçabilmenin mümkün olmadığını biraz olsun bu sürece bakınca anlamış olmamız gerekiyor. Dünyaya geldiğimiz andan itibaren ölmek faaliyeti bizim için işlemeye başlayan bir saat benzerliğinde başlıyor ve devam ediyor.

Her saniye ölüme doğru
Geçen her saniyede ölümü tamamlamaya doğru ilerliyoruz. Bu ilerleyişin sonunu bilmesek bile çeşitli zaman aralıkları ve durumlar insanın bu fani halini ebediyete kavuşturuyor. Onunla baş başa kaldığımız o anın tecrübesini hayati tehlike yaşamış insanlardan dinleyebiliyoruz. Fakat gelin görelim ki yüzyıllardır bütün bu tecrübeler onun bilinmezliğine bir nebze olsun ışık tutabilmiş değil.
Bu yazımızda ölümün nasıl ve nerede olduğuna göre değişen dehşetinin bir örneğini ele alacağız.
Dehşetin kendisi…
Korkunç Ivan.
Henüz üç yaşında Moskova Knezliği’nin başına geçti. 1547’de taç giydi. Kararlı, etkileyici ve acımasız bir portre çizen Ivan, büyük hırsları olan ve intikam duygusu oldukça yüksek bir Rus lideriydi. Tatarlar üzerine yaptığı birçok sefer bunun kanıtıydı. Düşmanları arasında korku salan, gözü kara, dengesiz kişiliğe sahipti.
Öyle ya söylentilere göre yaptırmak istediği devasa sarayı uğruna onlarca mimarın gözlerini oydurmuş. Sözüne karşı gelen yardımcılarını tek tek öldürtmüş. Hakkında anlatılan o kadar dehşet verici şeyler vardı ki adı ne zaman telaffuz edilse büyük sessizlikler sararmış etrafı. Bazen bu sessizliğe çığlıklar eşlik edermiş.
Korkunç Ivan, bütün bunları belki bir gün o çığlıkların dört yanını sarabilecek olmasından haberdar olmadan yapardı. Fakat o an geldiğinde o yenilgisini o çaresizliğini İlya Repin gözler önüne sermiş.

Korkunç Ivan ile oğlu arasındaki ilişki
Onun en meşhur tablolarından bir tanesi. “Korkunç Ivan Oğlunu Öldürüyor”
Korkunç Ivan’ın oğlu Ivan Ivanoviç’in ölümünün nasıl olduğu hakkında çeşitli rivayetler vardır ve onun babası tarafından öldürüldüğü kesinlik kazanmamıştır. Repin, bu konuda tarihçi Nikolay Karamzin‘in anlatısını kullanmaya karar vermiştir. Olayın bu versiyonuna göre Korkunç Ivan ile oğlu arasındaki ilişkiler kötüydü.
Oğul Ivan’ın ölümünden bir gün önce baba Ivan, hamile olan gelini Yelena’nın odasına habersiz girivermiş. Orada Yelena’yı o zamanki adetlere göre uygunsuz derecede az giyimli bir şekilde oturur görünce hiddetlenmiş onu dövmeye başlamıştı.
Karısının çığlıklarını duyan oğul Ivan yardıma koşmuş ve babasına “İlk karımı nedensiz olarak manastıra gönderdin, ikincisine de aynı şeyi yaptın, şimdi de üçüncüsüne vurdun ve rahminde taşıdığı oğlunun ölümüne yol açtın demiştir.”
Yelena dayağın ardından düşük yapmıştır. Ertesi gün, oğlu bu konuyla ilgili olarak babasına çıkışmış, babası ise onu, o günlerin gündeminde olan Livonya Savaşı ile ilgili olarak kendisine itaatsizlikle suçlamıştır.
Oğul Ivan, babasına olan sadakatini ısrarla tekrarlamış ama savaşla ilgili olarak, Pskov şehrinin kurtarılması gerektiğini savunmuştur. Oğlunun bu tutumuna öfkelenen baba Ivan, asası ile oğlunun kafasına vurmuştur. Repin olaydan hemen sonraki durumu resmini taşımıştır.
Tabloya baktığınızda…
Tabloya ilk baktığımızda yerde kolları arasından genç bir delikanlıyı tutan yaşlı bir amca görürüz. Delikanlının sol şakağından aşağıya kan akmaktadır. Yaşlı amca delikanlının şakağından akan bu kanı durdurmak için eliyle baskı uygulamaktadır.
Diğer eliyle de delikanlıyı belinden kavramıştır. Kendine doğru çektiğini delikanlının zemin ile arasında kalan boşluktan net bir biçimde anlamaktayız.

Delikanlı amcamızı sol omzundan kavramak ister fakat kavramamaktadır. Yaşlı amcanın sol omzunun üzerinde duran elini dikkatle inceleyelim. Parmaklarının birbirine girdiğini görmekteyiz. Tam anlamıyla kavrayamadığı görüyoruz. Belli ki kasları mevcut hafızasını yitirmeye başlamış.
Gücünün yetersizliğini parmaklarına bakınca hemen anlayabiliyoruz. Yerde olan elinden de destek alamadığı aşikardır. Parmakları rahat durumdadır. Herhangi bir zorlanma olmadığını görülmektedir.
Yaşlı Ivan’ın gözlerine bakın. Pencereden gelen gün ışığı onu dehşetini ve korkusunu aydınlığa çıkarır adeta. Oğlunun elleri arasında yavaşça ölüyor olmasının korkusu. Delikanlının gözünden akan o küçük damlanın kefareti bu korku dolu andadır.
Bir noktaya bakmadığı kesindir Ivan’ın. Gözleri o anda ne görürse görsün kördür. Oğlunu kendine çekmektedir. Gitmesine müsaade etmek istemez. O güçlü tutuşun sebebi gidecek olduğunu anlamış olmasıdır.
Korkunç Ivan ölüm karşısında nefes alamaz
Pişmanlığını saklayamaz. Gözleri dolu doludur. Birazdan onun da gözlerinden yaşlar süzülecek ve oğlununkine karışacaktır. Ama o Ivan’a tekrar bakın lütfen. Zulümlerin en dehşete düşürenini yapan ölümlerin en korkuncunu gerçekleştiren Ivan’a.
Çaresizliğine bakın. Öyle bir çaresizlik ki kendi elleriyle yarattığı ve asla içinden çıkamayacağı bir çaresizlik. Onlarca ölüme tanıktık eden Ivan bu ölüm karşısında nefes dahi alamayacak duruma gelir.
Zaman şimdi tersine işlemektedir. Ivan yine ölümü getiren olmasına rağmen buna bir o kadar da maruz kalan taraftadır. Kendini bilmezliği onun yaşattığı acıları yaşatacağı tarafa sürüklemiştir.
Repin teknik olarak gerçekten eşsiz bir eser ortaya koyar. Odanın içerisindeki detaylar fazlasıyla iyidir. Oda çarın sarayının içerisinde bulunan bir odadır. Halılar ve süslemelerle detaycılığının hakkını vermiştir Repin.
Aynı zamanda olayın gerçekleştiği mekanda odak noktasını dışarıdan sağladığı ışık kaynağı ile çok iyi beslemiştir. En önde yerde çapraz bir şekilde duran asa görünmektedir. Hemen figürlerimizin arkasında devrilmiş bir koltuk. Yaşanan arbededen olacak ki halılarında katlandığını ve dağıldığı görünmektedir.
Resim 199.5 cm × 254 cm boyutlarında yağlı boya ile yapılmıştır. Resim Moskova’da bulunan Tretyakov Galerisi’nde sergilenmektedir.