OMÜ Kenevir Araştırmaları Enstitüsünün kararlı ve istikrarlı çalışmaları sonucunda kenevir, Samsun ve çevresinde hem tarımsal hem de endüstriyel anlamda ciddi potansiyele ulaştı.
Enstitü Müdürü Prof. Dr. Selim Aytaç, Avrupa Birliği’nin de onayladığı oranda düşük THC (tetrahydrocannabinol) içeriğine sahip kenevir çeşidi geliştirmeye çalıştıklarını ve OMÜ’nün tescillenen iki kenevir çeşidine katkılarıyla Samsun’un Türkiye’de kenevir üretiminde marka haline geleceğini belirtti.
İlk tescilli çeşitler Vezir ve Narlı’nın Samsun’a ait olduğunu ve OMÜ’nün bu çeşitleri araştırma amaçlı ürettiğini belirten Aytaç, “Ülkemizde bununla ilgili sorunların tespit edilmesi ve bu sorunlara çözüm arama amacındayız. Üniversitemizin kenevirle ilgili liderlik ettiği projenin ürünleri olan Vezir ve Narlı, ilk tescilli kenevir çeşitleri. Bu çeşitlerin ülkemize kazandırılmasında üniversitemizin çok önemli rolü var” ifadelerini kullandı.
Aytaç, OMÜ’deki kenevire yönelik çalışmaların 30 yıllık olduğunu vurguladı.
Narlı çeşidi Havza’da kurulma aşamasındaki fabrikada ham madde olarak kullanılacak
OMÜ’nün Narlı çeşidiyle tekstil sektöründe endüstriyel üretim adına somut adımlar attığını vurgulayan Aytaç, şöyle devam etti:
“Cumhuriyet dönemi öncesinde kenevirden elde edilenler; insanların el emekleriyle ürettikleri ip, urgan ve yine kendi el tezgahlarında üretmiş oldukları içlik ve kıyafetler olarak karşımıza çıkıyor. Cumhuriyet ile birlikte artık iplik ve kağıt fabrikaları da faaliyete geçiyor. Fakat ardından kenevir üretiminin kısıtlanması nedeniyle bu fabrikalar da kapanıyor. 2019 yılından sonraki gelişmeler neticesinde Samsun’un Havza ilçesinde bir fabrika kurulma aşamasına gelindi. Yakın zamanda hizmete girmesi beklenen bu fabrikanın tekstil amaçlı olduğunu söyleyebiliriz. Üniversitemizin bu fabrikadaki misyonu ise ürün geliştirme yönünde ve fabrikanın ham maddesi olan ‘Narlı’ çeşidini kullanıma sunduk. Yani Üniversite olarak 10 yıl süre ile ‘Narlı’ çeşidini sözleşme karşılığı fabrika sahibi firmaya devrettik ve artık burada ham madde olarak kullanılacak.”
Aytaç, OMÜ’nün tescilli çeşitleri Vezir ve Narlı’nın Samsun’daki üretimi hakkında ise şunları kaydetti:
“Kalitesiyle öne çıkan ‘Vezir’ ve ‘Narlı’, Türkiye’nin tescilli ilk kenevir çeşitleri ve bunlar 2021 yılında resmi olarak kayda geçti. Tescil olduğu yıl, her iki ürün de ticarete konu oldu. Vezir çeşidimiz, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) tarafından üretilip dağıtılmakta. Vezir çeşidinin bu yıl 9 ton civarında üretimi oldu ve bu üretim kapasitesi ile ilgili sertifikaya sahip ve şu anda 9 tonluk tohumun hemen hemen tamamının satıldığını biliyoruz. Narlı ise ihale ile özel bir firma tarafından satın alındı. Şu anda Narlı’nın üretimi bu firma tarafından yapılıyor ve bu yıl 1 ton civarındaki üretim kapasitesinden ötürü sertifika aldı.
Her iki çeşidimizin de hem tohumluk olarak geliştiğini hem de tarımı içindeki rolünün gittikçe arttığını özellikle vurgulamalıyım. Yanı sıra, ekimlerimiz de devam ediyor. Türkiye’de 20 ilde bunun tarımına izin veriliyor. Samsun, bu ürünün tarımından hiç vazgeçmemesi, iklim bakımından elverişli oluşu ve bu ürüne uygun toprak şartlarına sahip olmasıyla gerçekten stratejik konumda. İlk olma özelliğine sahip modern tekstil fabrikasının da Havza’da kurulacak olması, Samsun’un kenevirdeki öncülüğünü göstermekte.”
Yüksek miktarda oksijen sağlıyor
Ham madde olarak onlarca endüstriyel ürünün üretiminde kullanılırken, bununla beraber hem yetiştiği bölgede hayat standardını yükseltmesi hem de halk sağlığına yönelik faydaları açısından stratejik bir değer taşıdığını dile getiren Prof. Dr. Aytaç şöyle devam etti:
“Ayrıca, tarım bakımından kenevirin üretildiği yerde toprağa çok önemli katkılar sağladığını görmekteyiz. Örneğin, toprağı ıslah ediyor ve topraktaki kimyasalı azalttığı için biyolojik çevre sağlığına katkı sunuyor. Yine bu ürün, birim alanda yüksek miktarda oksijen sağladığı için dünyadaki karbon döngüsünde önemli bir işlev üstleniyor. Bu bakımdan önümüzdeki yıllarda büyük sorun teşkil edecek karbondioksit salınımının önüne geçilmesinde önemli bir role sahip.
Kenevir, dünyada 50 bin üzerinde ürünün içeriğine girmekte. Gıdadan selüloza, ilaçtan inşaata kadar hemen her yerde farklı alanlarda kullanılmakta. Özellikle geriye dönüştürülebilir ve sürdürülebilir olması bakımından hayatı kolaylaştırıyor. Bu ürünleri kullandığı zaman, halkın hem hayat standardı hem de kalitesi artacak. Örneğin; bu ürünün menşeli tekstil ürünleri giydiğimiz zaman vücudumuzdaki hava sirkülasyonu artıyor ve dolayısıyla da yaşam kalitemizi pozitif etkiliyor. Hedefimiz, bu ürünü dünya markası olmak.”