‘Kader ‘in kaçınılmazlığı ‘Vicdan’ın acımasızlığı…

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

‘Kader ‘in kaçınılmazlığı ‘Vicdan’ın acımasızlığı…

Bu yazımda sevgili dostlar, 2 yerli filmden söz edeceğim. Aslında bir şekilde duyduğunuz, bildiğiniz, bir yerlerde gözünüze çarptığınız, muhtemelen seyrettiğiniz 2 film bu. Niçin yeniden gündeme getirmek istedim peki?

Aslında çok önemli bir nedeni yok. Belki de en önemli nedeni, yeniden hatırlamak bu filmleri ve izlemeyen olduysa eğer; sayemde belki 1, belki 2 kişiye daha izlettirebilmektir.

BELKİ DE SEBEP, ÇOK SEVİYOR OLMAMDIR…

Yazarken şimdi geldi aklıma, belki de bilinçaltımda yer edin filmler listesinde yer alan filmlerin sonra birden bir girdap içine girmişçesine yok oluşlarını kabul etmeyişimdir… Hani böyle ise bu filmlerin kaderi gerçekten, bir şey yapamamanın kahredici hüznü çökmesin üstüme diyedir… Sinemayı çok seviyorum ya, ondandır büyük ihtimal. Evet ondandır, başka neden olacaktı ki zaten!..

Kader

BİR ZEKİ DEMİRKUBUZ FİLMİ: KADER

Bunlardan birisi Zeki Demirkubuz’un filmi, KADER… Zeki Demirkubuz’un 2006 yılı yapımı Kader’i… 1 saat 43 dakikalık muazzam sinema gösterisi… Muazzam bir drama örneği…

Filme geçmeden Zeki Demirkubuz’a dair ‘bir kaç söyle etme’ cesareti göstersem; bilemiyorum, ne kadar başarılı olurum…

O Zeki Demirkubuz ki, adeta kendi sinemasını oluşturmuş bir yaratıcı… ‘Zeki Demirkubuz sineması’ diye bir gerçek var çünkü...

Kendine ait anlatımı, öyküsü, görüntüleri, sesi ışığı olan bir sinemadır Zeki Demirkubuz sineması. Sinema diliyle, kamera arkasındaki yönetimiyle, karakterleri, mekânları kullanışıyla kendine özgü bir yönetmendir Zeki Demirkubuz çünkü. Hele o karakterleri, hele o kadın karakterleri yok mu? Akılcı, dakik, tam da olması gerektiği gibi kullandığı zaman diliminde izleyici üzerinde büyük iz bırakan kadın karakterleri… Ya ruhumuzun derinliklerine işleyen senaryolar... Ya sanki belirli dakikalara(bilerek) bölünmüş, ışığı, rengi, kısaca doğada ne varsa bizi aydınlatan, dikkat kesilmemize yol açan sahneler, görüntüler…

Kader

ŞEHİRDE SIKIŞIP KALMIŞ TAŞRALILAR

Zeki Demirkubuz, aslında taşralıların öyküsünü anlatıp durur bize genellikle. Aslında taşralı olan karakterler şehire gelmişlerdir ve orada adeta sıkışıp kalmışlardır zamanla… Çoğu zaman nefessiz kalmalarına rağmen yaşayan, yaşamayı bir türlü başaran bu taşralılar, yine de yaşam kavgasının hiç bir yerinde taviz vermezler aslında… Her şeye rağmen mutludurlar, diyeceğim ama değillerdir aslında. Belki de geri dönmeyi çok istemelerine rağmen bunu bir türlü gerçekleştirememiş olmalarıdır bütün mesele…

İNATÇI BİR KÖPEĞİN İZ SÜRMESİ GİBİ!..

“..Kader, yönetmenin ikinci filmi Masumiyet’te (1997) tanımış olduğumuz 2 karakterin gençlik öyküsünü anlatır. Bekir, Uğur’a aşık olur. Uğur da başı hep belada olan Zagor’a. Zagor, 2 polisin öldürülmesi olayına karışıp tutuklanır. Bu olay, başlangıçta Bekir için bir umut gibi görünse de, bu acımasız aşkın peşinde yıllarca sürecek amansız bir hastalığın başlangıcı olacaktır. Bekir, üçüncü sınıf otel odalarında, esrar alemlerinde, taşra pavyonlarında Uğur’un inatçı bir köpek gibi izini sürecek, 3 insan arasında yaşanan bu tuhaf aşk, acıyla, yoksullukla, gözyaşıyla ve kötülükle büyüyecektir.”

AŞKIN, SEVGİNİN, ACININ, TUTKUNUN FİLMİ

Cihargir’de gittiği kahvenin çaycısını oyuncu yapması, desteklediği Beşiktaş’ın hiç bir maçını kaçırmaması ve siyasal ideolojik tercihini sosyalizmden yana kullanması gibi aykırı kimlikleri olan yönetmen Zeki Demirkubuz bu defa da aşkın masumiyetinin peşine düşme kaygısında. Kör düğüm olmuş bir aşk üçgeni, Bekir, Uğur ve Zagor’un bu zorlu yolculuğunda işler karışıktır. Bekir Uğur’a, Uğur Zagor’a, Zagor’da serseriliğe aşıktır. Kısacası bu 3 kişinin kalplerindeki yaşadıkları ancak karşılığını bulamadıkları aşkın, sevginin ya da tutkunun filmidir Kader.

Kader

OYUNCULUĞUN ZİRVESİ: VİLDAN ATASEVER

Kader’i benim için unutulmaz kılan en önemli etkenlerden birisi de, belki de en önemlisi, 2 oyuncunun inanılmaz oyunculuklarıdır. Uğur’da Vildan Atasever, Bekir’de Ufuk Bayraktar. İnanılmaz, müthiş, harika oyunculuklar sergilerle film boyunca. Özellikle birini diğerinden üstün kılamazsam da bu filmde, Vildan Atasever’e en azından bir parantez açmak gerekir. Bu rolü üzerine geçirdiğinde henüz 25 yaşında olan Vildan Atasever’in aklımıza kazınan, ruhumuza işleyen oyunculuğu, asla unutulmayacak türdendir.

KABULLEN, BAŞINI ÖNÜNE EĞ, YÜRÜ USUL USUL

İnanılmaz bir kaderi kabullenip yaşamak, başını öne eğip usul usul yoluna gitmek, yürümek. Kim yapabilir bunu. İşte bu filmde, Kader’de Uğur yapıyor. Peki, kim böyle bir kadına, sinemada da olsa hayat verebilir? İnanın bir tek kişi, inanın bir tek o, Vildan Atasever…  Tamam buldum galiba bu filmi yeniden niye gündeme getirdiğimi bu arada. Sebebi o işte. Vildan Atasever… O inanılmaz oyuncu. Evet, tamam buldum…

Kısacası sevgili dostlar, Kader, öyle benim şu ana kadar yazdıklarımla sınırlandırılamayacak kadar büyük bir sinema örgüsü, bir sinema mucizesidir. Bahsettiği, gün yüzüne bir kez daha çıkartmaya çalıştığı ciddi toplumsal meseleler, kadınlar ve erkeklere ayrı ayrı bakışı gibi temalar üzerine söz söylemek ise bizim haddimizin üzerinedir. Belki bir kaç söz edebilecek kadar dağarcığım vardır filmdeki bu temalarla ilgili olarak, lakin haddimizi aşmamak en iyisidir…

Eğer izlemediyseniz şu ana kadar ve beni okuduktan sonra derhal izlemeye koyulduysanız, inanın beni mutlu edeceksiniz demektir. Hem de çok mutlu…

Vicdan

NURGÜL YEŞİLÇAY’DAN ‘VİCDAN’SIZ BİR PERFORMANS

Gelelim 2’nci filmimize. VİCDAN… Erden Kıral ustanın 2008 yılı yapımı filmi Vicdan. Özellikle Nurgül Yeşilçay’ın Aydanur karakteriyle inanılmaz bir performans sergilediği film Vicdan.

ÇOCUKLUK ARKADAŞI, ONUN KOCASI VE AYDANUR…

Sıradan, emekçi, bir fabrika işçisidir Aydanur. Hayatını bu fabrikada tüketen bir kadındır adeta. Çocukluk arkadaşı Songül(Tülin Özen’i izleriz bu rolde de) ile evli tek aşkı olan Mahmut da olmazsa(Murat Han’ın hayat verdiği), hayat asla çekilmez olurdu onun için. Mahmut’la yaşadığı yasak aşktır ama tutkulu da bir aşktır aynı zamanda. Ve aynı zamanda ve en önemlisi yıkıcı da bir aşktır. Aralarındaki ilişkiyi öğrenen Songül, Aydanur’un rahat tavırlarına uyarak kocasından uzaklaşıp Aydanur’la yakınlaşır. Bu durum, 3 kişinin hayatını trajediye döndürecektir.

Vicdan

‘HEPSİ BU MU YANİ?’ DEDİK Mİ, DEDİK!

Usta yönetmen Erden Kıral, bu sefer de vicdani duyguların çarpıştığı bir aşk üçgeni hikayesiyle sinema tutkunlarının karşısına çıkarken iz bırakan bir yapıma da imza atıyordu kuşkusuz. Zor ve çetrefilli bir konu, usta yönetmenin elinde, 3 başrol oyuncusunun kusursuza yakın oyunculuğu ile izlenebilir bir dramaya dönüşüyor.

Bir eleştiri yazısında okumuştum, çok beğenmiştim, o yüzden bu alıntıyı sizinle paylaşıyorum:

“Vicdan, kritik bir noktasında ‘3 Yıl Sonra’sına taşıyor bizi. Filmin dönüm noktasının ardından, karakterlerin yaşamlarının nerelere savrulduğunu izliyoruz önce. Ve film bizi, karakterlerin yollarının yeniden kesişeceği noktaya doğru hazırlıyor. Bu hazırlık, film içinde bir köprü. Fakat Vicdan, bizi hazırladığı o karşılaşmayı ve çözüm bölümünü son derece çabuk geçiyor ve film öyle hızlıca bitiyor ki, ‘Hepsi bu mu yani?’ diye düşünerek çıkıyorsunuz salondan.”

Evet, salondan çıkışım böyle olmadı film bittiğinde ama televizyonun karşısında öylesine kalışım ve oturma odasından bir süre çıkamayışım dün gibi gözümün önünde.

Nurgül Yeşilçay

SANA NE KADER’DEN, SANA NE VİCDANDAN?

Başta da dediğim gibi sevgili dostlar; klavye karşısına geçtiğimde aklıma düşüveren bu 2 film için hemen bir şeyler karalamaya başladım jet hızıyla. Sanki acelem varmış gibi… Sanki, sonra yazamayacakmışım gibi, sana ne Kader’den, sana ne Vicdan’dan diyecek mişim gibi.

EN BÜYÜK SORUMLULUK, VİCDANLI OLMAKTIR!

Son sözü, bir önceki filmimizin ustası Zeki Demirkubuz, söylesin:

“Buradan şu çıkıyor ki; insanın en büyük sorumluluğu kendine karşı olan sorumluluğudur. İnsanın en büyük yükümlülüğü kendine karşı olan yükümlülüğüdür ve bunu gerçekleştirebilmenin tek bir yolu vardır; vicdan sahibi olmak. Bu yeterli midir bilemem; ama bugüne kadar icat edilebilen tek şey budur, diğer türlüsü beni ilgilendirmiyor.”

Muammer DİLBER

‘Kader ‘in kaçınılmazlığı ‘Vicdan’ın acımasızlığı…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Giriş Yap

Kanaldaa ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!